8 Eylül 2011 Perşembe

ARICILIĞIN DURUMU VE EKONOMİYE KATKILARI



Nüfusun hızla arttığı günümüzde dengeli beslenme sorunu ortaya çıkmaktadır. Tarımsal alanların sınırlı olması nedeniyle birim alandan çok ve kaliteli ürün alabilmek için bilimsel ve teknolojik çalışmalar hızla yürütülmektedir. İnsanlar doğanın imkanlarından en iyi şekilde yararlanmaya ve mevcut kaynakları daha etkin bir biçimde kullanmaya çalışmaktadır.
            Arıcılık özellikle gelir durumu düşük,az topraklı veya topraksız orman içi veya orman kenarı köylere gelir sağlaması açısından önemli bir faaliyettir. Kırsal kesimden kentlere göçün bir erozyon halini aldığı günümüzde kırsal kesim nüfusu bulunduğu yerde tutmaya en uygun tarımsal faaliyet arıcılıktır. Ayrıca fazla sermaye ve işgücü gerektirmemesi aynı zamanda herkesin yapabileceği, aile işgücünün en iyi değerlendirilebileceği kısa zamanda gelir getirebilen bir uğraşı olması bakımından da sosyo-ekonomik bir önem taşımaktadır.
Arıcılık son yıllarda hızla gelişen fazla bir yatırıma ve işgücüne ihtiyaç göstermeyen tarımsal bir faaliyettir. Dünyada 50 Milyon koloni bulunmakta, bir milyon ton civarında bal üretilmektedir. 2000 yılı  istatistiklerine göre ülkemizde ise 4.267.083 adet koloni bulunmaktadır. 65 bin ton bal üretilmektedir. Bu da  Dünya koloni varlığının yaklaşık % 10 gibi bir kısmını oluşturmaktadır. Koloni varlığı bakımından Çin ve Etiyopya’dan sonra 3. sırada , bal üretimi bakımından 4. sırada bulunmaktayız.
            Arıcılık: Bitkisel kaynakları, arazi ve emeği birlikte kullanarak insanın var oluşundan bu yana beslenme ve sağlık amacıyla kullanmaktan vazgeçmediği bal, polen, arı sütü, propolis ve arı zehri gibi ürünler ile günümüzde arıcılığın önemli gelir unsurlarından olan ana arı, oğul, paket arı gibi canlı materyal üretme faaliyetleridir.
Arıcılığın temel öncelikleri değerlendirildiğinde şu önemli özellikleri ortaya çıkmaktadır:
·        Bal arıları, niteliği   ne olursa  olsun her   türlü arazide yetişen çoğu bitkiden nektar ve polen toplayarak bunları en değerli ve yararlı ürünlere dönüştürür. Arıcılık yapılmadığında bu kaynaklar boşa gitmektedir, başka şekilde değerlendirme şansı da yoktur.
·        Arıcılık, arazi varlığına bağlı bir iş kolu değildir. Bu özelliği ile herkes için bir istihdam, gelir ve sağlıklı beslenme aracı olma özelliğindedir.
·        Arı yetiştiriciliğinde sermaye başta olmak üzere, gerekli tüm ekipman ve canlı materyal yurt içinde temin edilmekte ve dışa bağımlılık bulunmamaktadır.
·        Arıcılık     faaliyeti   sonunda  ,  bal ,  balmumu ,   propolis  gibi  bozulmadan saklanabilen ve her piyasada değeri fiyattan satılabilen ürünler üretilir.
·        Bal arısı ,  bitkisel  üretimin  gerçekleşmesinde ve  sürekliliğinde  en önemli girdidir. Üründen ürüne, bölgeden bölgeye taşınabilen tek tozlaşma vektörüdür.
·        Türkiye'de    bugün   sanayileşme   ve  kentleşme  süreci  yaşanmakta ,  bir taraftan da nüfus artışı devam etmektedir. Tarım arazilerinde bölünmeler sürmekte, optimum işletme büyüklükleri sağlanamamaktadır. Üretim hala geleneksel tarım teknikleri ile sürdürülmektedir.  Kırsal kesimde yaşayanlar gelirden yeterince pay alamamakta, kırsaldan kentlere insan göçü erozyonu olmaktadır. Arıcılık, kırsal bölgelerden kentlere göçü önlemekte de sosyal bir görev üstlenmektedir.
Türkiye coğrafyası dikkate alındığında rakım hem batıdan doğuya, hem de kuzey-güney doğrultusunda iç kesimlere doğru artmaktadır. Anadolu'nun bu kendine özgü topografyası, bitkilerin farklı bölgelerde yılın değişik dönemlerinde çiçeklenmesine yol açarak ülkemizi arıcılık açısından uygun bir ekolojiye sahip kılmaktadır. Ülkemiz dünya ballı bitkiler florasının da 3/4 üne sahiptir.
DÜNYADA ARICILIĞIN DURUMU

Ülkelerin Koloni Varlıkları, Koloni Başına Verimleri, Km2 ye Düşen Koloni Sayıları

SIRA
NO
ÜLKE
KOLONİ
SAYISI(BİN)
KG/KOLONİ
KOLONİ/KM2
1
ÇİN
6 400
33
0.67
2
ETİYOPYA
5 200
6
4.72
3
TÜRKİYE
4 300
16
5.00
4
ARJANTİN
2 767
25
0.65
5
A.B.D.
2 600
34
0.26
6
TANZANYA
2 450
10
2.59
7
KENYA
2 450
10
4.22
8
MEKSİKA
2 000
27
1.02
9
ALMANYA
2 000
6
5.60
10
İSPANYA
1 700
16
3.37
11
POLONYA
1 500
6
4.80
12
ORTA AFRİKA CUM.
1 340
8
2.15
13
YUNANİSTAN
1 200
11
9.09
14
İRAN
1 180
7
0.72
15
FRANSA
1 115
25
2.02
             
         DÜNYA
52 510
21.5



Ülkelerin Bal Üretim Miktarları.

SIRA
NO

ÜLKE

BAL
ÜRETİMİ (TON)
SIRA
NO

ÜLKE

BAL
ÜRETİMİ (TON)
1
ÇİN
211 791
9
ETİYOPYA
32 000
2
A.B.D.
97 270
10
KANADA
30 000
3
ARJANTİN
70 000
11
FRANSA
28 000
4
TÜRKİYE
67 000
12
İSPANYA
28 000
5
UKRAYNA
55 000
13
AVUSTRALYA
25 000
6
MEKSİKA
53 000
14
KENYA
24 500
7
HİNDİSTAN
51 000
15
TANZANYA
24 000
8
RUSYA
48 000

DÜNYA
1 126 000

            Tablolardan da anlaşılacağı gibi Türkiye koloni varlığı bakımından Çin ve Etiyopya’nın ardından 3. Sırada , Bal Üretimi açısından 4. Sırada yer almasına karşılık koloni başına verim bakımından 6. Sıraya inmektedir. İhracatta ise maalesef daha da gerilere düşmektedir. Dünya bal ihracatında ancak % 1'lik bir paya sahip durumdayız. Bu durum balımızı iyi değerlendiremediğimizi ortaya koymaktadır.

 



ÜLKEMİZ ARICILIĞININ MEVCUT DURUMU

           
            Türkiye'de mevcut kovan sayıları, bal ve balmumu üretimlerinin son on yılına bir göz atıldığında eski tip kovan sayısının her geçen yıl belli oranlarda azaldığı, buna karşılık modern tip kovan sayısının giderek arttığı görülmektedir. Buna paralel olarak yine bal ve balmumu üretimlerinin de  artış gösterdiği görülmektedir (Tablo 3).
            Yıllar İtibari İle Türkiye'deki Kovan Sayıları, Bal ve Balmumu Üretim Miktarları                                                                                                                  

YIL

KOVAN SAYISI
BAL ÜRETİMİ
(TON)
BALMUMU
ÜRETİMİ (TON)

ESKİ TİP

MODERN TİP
1991
266 859
3 161 583
54 .655
2. 863
1992
250 656
3 289 672
60 .318
2. 916
1993
234 692
3 450 755
59 .207
3. 110
1994
219 236
3 567 352
54 .908
3. 353
1995
214 594
3 701 444
68 .620
3. 735
1996
207 140
3 747 578
62 .950
3. 235
1997
204 102
3 798 200
63 .319
3. 753
1998
193982
4.005.369
67.490
3. 324
1999
4.321.696
67.259
4. 073
2000
4.267.083
65.097
4.940
                        Kaynak: "Tarım İstatistikleri Özeti" T.C. Başbakanlık DİE 2001          

            Türkiye’nin her bölgesi arıcılık yapmaya uygun olup bu bölgeler iklim, flora,  arı populasyonları (eko tip) gibi değişik ekolojik yapıya sahiptir. Buna bağlı olarak arıcılık potansiyeli, koloni varlığı, bal ve balmumu üretimleri ile koloni başına ortalama bal verimleri Tablo 4’de gösterilmiştir.            

            Bölgelere Göre Koloni Varlığı, Bal Ve Balmumu Üretimi İle Koloni Başına Ortalama Bal Verimi

Bölgeler

Koloni Sayısı
(Adet)

Bal Üretimi

(Ton)
Balmumu Üretimi (Ton)
Ort. Bal Verimi
(Kg/Koloni)
Karadeniz
1.083.693
20.690
2.165
19,09
Ege
852.535
8.103
512
9,50
Doğu Anadolu
512.671
7.428
348
14,48
Akdeniz
730.113
11.833
698
16,20
İç Anadolu
518.754
8.375
515
16,14
Marmara
377.488
6.114
308
16,19
Güneydoğu An.
191.829
1.954
394
10,18
T Ü R K İ Y E
4.267.083
65.097
4.940
15,26
            Kaynak: Tarımsal Yapı ( Üretim, Fiyat, Değer)’i T.C. Başbakanlık DİE 2001
           
            Tablodan da anlaşılacağı gibi Türkiye’de koloni başına ortalama bal verimi 15.26 kg’dır. Koloni sayısına göre yapılan değerlendirmede Karadeniz Bölgesi ve Ege Bölgesi ilk iki sırayı alırken Güneydoğu Anadolu Bölgesi son sırada yer almaktadır. Bal üretiminde ise Karadeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi ilk üç sırada yer almaktadırlar. Koloni başına bal verimi açısından Karadeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Marmara Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi Türkiye ortalamasının üzerindedir.
           
Genel olarak koloni başına bal veriminin düşük olmasının başlıca sebepleri:
1.      Üreticilerimizin teknik bilgi eksikliği,
2.      Arıcılarımızın ihtiyacı olan damızlık vasıfta ana arı üretiminin yetersizliği,
3. Arı hastalık, parazit ve zararlıları ile gereği gibi mücadele yapılamamasıdır



ARICILIĞIN EKONOMİYE KATKISI

            Arıcılığın başta gelen ürünü bal ile (65.000 ton bal*8.000.000 TL= 520 Trilyon ) diğer ürünleri polen, balmumu, arı sütü gibi ürünlerle de en az 100 Trilyon ve ana arı, arılı kovan gibi canlı materyal ticareti ile 100 Trilyon olmak üzere milli ekonomiye katkısı toplam 720 Trilyon liradır.
            Gelişmiş ülkelerdeki yapılan araştırmalar sonucu Arıcılığın Polinasyon yolu ile olan katkısı arı ürünlerinin gelirinin en az 10-12 katı olduğunun ortaya koymuştur. Buna göre Arıcılığın Türkiye ekonomisine 4-5 Katrilyon gibi önemli bir katkısı bulunmaktadır.
Öte yandan (40 bin aile* 5 kişi) 200 bin kişiye de istihdam sağlamaktadır.
Arı ürünleri bal,polen ve arı sütünün insan beslenmesinde ve insan sağlığındaki yeri ve önemi de tartışma götürmez bir gerçektir. Diğer arı ürünleri bal mumu, propolis, arı zehri de ilaç ve kozmetik sanayinde önemli hammadde kaynağıdır.

            Yıllar  İtibari  İle  Türkiye'nin Bal İthalat ve İhracat Miktarları

YILLAR
İHRACAT KG
İTHALAT KG
1996
5 423 189
328 662
1997
8 456 954
376 396
1998
5 611 302
462 276
1999
5 305 624
289 779
2000
3 514 864
1 175 845
2001
4 328 025
324 728


Yıllar  İtibari  İle  Türkiye'nin Bal İhraç Ettiği Ülkeler ve Miktarları

ÜLKE
1996
1997
1998
1999
2000
2001

ALMANYA

4085709
6414400
3877505
3228591
1806666
2072496
S.ARABIS.
872585
1267200
1068367
1154268
1129008
1537636
HOLLANDA
33904
66480
59603
86726
144349
255907
BELC.-LUKS.
29168
69664
30658
81866
52297
80381
A.B.D
4800
204
2776
3057
16134
70739
FRANSA
79416
167736
154475
129180
103314
69619
K.K.T.C.
31395
36168
110610
126405
71765
47288

Yıllar  İtibari  İle  Türkiye'nin Bal İthal Ettiği Ülkeler ve Miktarları

ÜLKE
1996
1997
1998
1999
2000
2001
MEKSIKA
0
91000
113960
161280
260680
141518
CIN H. CUM.
10080
0
0
0
0
40000
ALMANYA
94213
66375
29214
50815
36152
25461
S.ARABISTAN
17208
0
0
0
79826
1334
INGILTERE
0
0
0
0
0
915
AVUSTURYA
1685
3242
49307
2514
2811
504
DİĞER ULKELER
0
21047
23067
0
2400
114929

            İhracat ve ithalat tabloları incelendiğinde de görüleceği gibi bal dış satımının büyük bir kısmı başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği Ülkelerinedir. Avrupa’nın dışında sadece S. Arabistan’a ciddi manada dış satımımız bulunmaktadır.
           
Tablolardan görülen ikinci bir önemli husus da dış satımımızın düştüğüdür. Bu düşüşün en büyük sebebi ballarımızda analiz sonucu naftalin ve antibiyotik kalıntılarının tespit edilmesidir. Ayrıca standart ambalajlı bal üretimimizin yetersiz oluşudur. Türkiye’nin bal tüketiminin % 90’ı yurtiçinde olmaktadır.
            Standart, içeriği belli, analizi yapılmış bal ve arı ürünlerini dış satıma sunamadığımız içindir ki dış satımda ancak % 1’lik bir paya sahibiz.
            Türkiye’nin bal dış alımı önemli ölçülerde değildir. Sınır ticareti ile giren ballarında kontrol altına alınmış olması sebebi ile arıcılarımız lehine gelişme olmuştur. 2002 yılında gerek üretimin yüksek olması gerekse fiyatların tatmin edici düzeyde oluşması nedeniyle üreticilerimizin yüzü gülmüştür. Bal ihracatımızın artırılabilmesi için gerekli tedbirlerin mutlaka alınması gerekmektedir.  

            Arıcılığın Aile Ekonomisindeki Yeri
            Arıcılık diğer tarımsal faaliyetlere göre daha az sermaye ile yapılabilen ve kısa sürede kazanç sağlayan bir faaliyettir. Arıcılık yapmak için kapalı bir alan yapımına veya arazi satın alınmasına gerek yoktur. İyi planlandığı veya diğer arıcılarla işbirliği yapıldığı takdirde ikinci bir meslek olarak boş zamanlarda bile yapılabilir. Ayrıca aile fertlerinden herhangi birisinin kolaylıkla yapabileceği bir faaliyettir. Özellikle köylerde, değerlendirilemeyen işgücünün değerlendirilmesi mümkün kılınabilir. Bu şekliyle, aile ekonomisi için asıl veya ikincil bir gelir kaynağı olabilir.
            Arıcılık yapmak için iki şey çok önemlidir. Birincisi bilgi, ikincisi ilgi. Yani arıcılık yapmak isteyen kişi arıcılık hakkında bilgi sahibi olacak ve arıcılığı iyi öğrenecek. Arıcılı öğrenilmeden, arıcılık yapılamaz. İkincisi de arı ile mutlaka ilgilenmek gereklidir. Sürekli takip etmek gereklidir. İlgilenmeden arıcılık yapılamaz. Çünkü arı, ömrü 35 gün gibi çok kısa olan bir varlıktır.

            Arıcılığın Tarım İşletmeleri ve Bitkisel Üretimdeki Yeri
            Arıcılık tarla, bağ-bahçe ve hayvancılık gibi tarım işletmeleri içinde yan üretim dalı olarak yapılabilir. Bu yolla işletmenin kazancı artırılmış olur. Bunun yanında aslında, tarla ve bağ-bahçe ürünleri üreten işletmelerde bal arılarına ihtiyaç zaten vardır. Arılar bitkisel üretimde bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için ihtiyaç duydukları tozlaşmayı en iyi ve en etkin biçimde sağlayarak ürün miktarı ve kalitesinde çok büyük artışlara neden olurlar.
            Sadece bu özellikleri ile bile tarım işletmelerinde arıcılığa yer verilebilir. Özellikle, etrafında zengin bitki örtüsü bulunan işletmelerde arıcılığa da yer verilmesi durumunda, hem arıcılık ürünleri sayesinde hem de bitkisel üretime etkisiyle işletmenin kazancını artırır.

            Arıcılığın Ülke Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
            Türkiye dünya ballı bitkiler florasının 3/4’üne sahiptir. Zengin florası, uygun ekolojisi ve koloni varlığı bakımından  büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir.
            Arıcılık toprağa bağımlı bir tarım kolu olmadığı için topraksız ve az topraklı çiftçiler için tek başına bir geçim kaynağı olabilmektedir. Aynı zamanda en ucuz ve kolay istihdam oluşturan tek tarımsal faaliyettir.
            Arıcılığın çevreye ve doğaya doğrudan veya dolaylı hiçbir zararlı etkisi yoktur. Hatta doğal denge için mutlak surette arılara ve dolayısıyla arıcılığa ihtiyaç vardır. 
            Bizde önemi henüz kavranamamış olmasına rağmen polen, propolis, balmumu, arı zehri, arı sütü gibi ürünler de bal dışında arıcılığın son derece değerli diğer ürünleri arasındadır. Ülkemizde 4 milyon adedi aşkın koloni bulunmaktadır ve ortalama 70 bin ton bal ve 3 800 ton balmumu  üretilmektedir. Arıcılığın arı ürünleriyle milli ekonomiye katkısı yaklaşık 300 Trilyon Lira civarındadır. Arıcılığın  polinasyon (tozlaşma) yolu ile ekonomiye katısı; diğer arıcılık ürünlerinin ekonomiye katkısının en az 10-12 katı olduğundan, 1,5–2 Katrilyon Lira civarındadır. Öte yandan 150 bin kişiye de istihdam imkanı sağlamaktadır.

Arıcı 07 ANTALYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder