29 Ocak 2013 Salı

ANA ARININ VERİMSİZ OLMA NEDENİ



        Değerli arıcılar;
        Aslında bütün arıcılar arıcılıkdaki verim ve verimsizliğin temel nedenini çok iyi biliyor...ANA ARI...Ama ne yazıkki yapabilecekleri başarıya ulaşabilecekleri ekonomik yapı ve ana arıyı  sağlayamıyorlar.Arıcılıkda grçek verim ve verimsizliğin 1.nedeni ana arıdır.Bu açıdan arılıkdaki ana arılar iyi yetiştirilmelidir.Başarı ve verimlilik  kalite ana arıdan geçmektedir.Başarısızlıkda melezleşmiş cins versiyonunu kaybetmiş ana arıdır.Bu açıdan melezleşen analarınızı  kaliteli ana arıyla değiştirin.
          Gezginci arıcılık başlamadan önce Türkiyede sadece Kafkas AnadoluMuğla Kıbrıs ve doğu anadolunun kıyı bölgelerinde İran  arısı vardı.Ama gezginci arıcılığın başladığı 1950 li yıllardan sonra bu arılar hep melezleşti.Aslında her arı kendi bölgesinde güçlü ve verimliydi.Örnek Muğla arısı uzun zaman diliminde çok yavru yapıp kendini Basra balına hazırladığı için bal stoğu az oluyor,bal stoğunu çam balı ile takviye yapıp kışı rahatça çıkarabiliyordu.Ama hala bazı arıcılar bu arıyı satın alıp iç bölgelere taşıyor.Geçmişdede taşıdılar.Muğla çiçek balına yatkın bir ırk değil.Öyle olunca açlıkdan kış sönmeleri kaçınılmaz oluyor.Geçmişdede yaşandı.Hala bu hatalar devam ediyor.Muğla arısı o bölgede bal verimine müsait bir arı olup,kışı karasal iklime sahip yerlerde kışı çıkaramaz.Bu arıyı satın alırsanız ırkını değiştirmeniz gerek...
          Günümüzde karniyol ve buna takıntıları olan arıcılar var.Bir çoğu kafkas arısını savunuyorlar.Kafkas arısıda bal stoğunu yapınca yavruyu kesiyor.Akdeniz ege gibi sahil şeridinde hava ılık olunca arı çok uçtuğundan oda yavru yapmadığından sönüyor.
           Değerli arıcılar burda size arı ırkı savunmuyorum.Size gerekli olan bölgenize uyum sağlayan kışı rahat geçiren hangi cins arıysa onu kullanın.Yoksa ırkların birbirinden üstünlüğü yok.Bu açıdan ister ana arıyı satın alın,isterseniz kendiniz üretin ama doğru tekdir o kuralı uygulayın.Bölgenize uyumlu ana arıyla çalışın.Birilerinin  kafkas ve buna benzer ana arı reklamlarına takılmayın.Arılığınızda verimli ırklardan ana arılar üretin.Bu iş için gerekirse damızlık ana arılar satın alın.Bu ana arı üretme tekniğinide okuyun,araştırın,sorun,öğrenin.Ana arı üretemeyen,arılığına hakim olamaz.
            Ana arı üretemeyen asla arıcı olamaz.
Arıcı 07 ANTALYA

20 Ocak 2013 Pazar


 


Önümüzdeki hafta sonunda 25-26 ve 27 ocak pazar günü gelin alma merasimi ile bitecek bir düğünümüz olacak ALLAH  kısmet ederse.Biliyorum vede beklemiyorum ama Türkiye'nin her yerindeki tüm dostlarım tanıdıklarım arıcı arkadaşlarım davetlidir.Bedenen gelemeyecekler  ama manevi olarak gönülleriyle dualarıyla yanımızda olsunlar istiyorum.Gönülden davet ediyorum.
        Sevgilerimle...
Arıcı 07-ANTALYA


Arıcı 07 ANTALYA

15 Ocak 2013 Salı


 

                           
                       Arıcılıkda arı üretmek amacıyla gelişen farklı kovanlardan  arılı çıta toplama usulüyle yeni kovanlar oluşturularak analandırılıp faal hale getirilmesine yapay oğul denir.
                       Yapay oğulda iki amaç taşınır.1-Yeni genç oğullar üretmek 2-Gelişen arılı kovanların oğul vermesini engelleyerek güçlü bal kovanları oluşturmak.
                        Genel anlamda bahar aylarında bu iki usulüde denemekteyim.Yapay bölmeye geçmeden önce transfer yöntemiyle veya miller yöntemiyle ana arı yüksüklerinin oluşmasını sağlamaktayım.Bunlar 1 haftalık olunca gelişen kovanlardan 1 er çıta alarak  yeni bölme rılar üretiyorum.Kovanım  bu yılki bal mevsimine yetişmesini istiyorsam 5-6 çıtalık bölmeler yapıyorum.5-6 çıtalık bölmeler analandırılıp yumurtlamaya geçince takriben 1 aylık dönemde ballığa çıkıyor.Çünkü hergün yumurtlayan genç ana 5-6 çıtayı ful yumurta ile doldurursa çıkan arılar kovanı hemen kolayca dolduruyor.Verilen yeni petekler invert şurupla desteklenirse kolayca örülüyor.15 Nisanda bölme yapılmışsa 15 haziranda iyi bir bakımla ballıklara kadar ulaşması mümkün olabiliyor.
                          Diğer sistemle amaç arılı kovan sayısını artırmaksa o zaman daha sayıda peteklerden kovan oluşturuluyor.Yeni oluşan yapay oğulun %100 kalıcı olmasını istiyorsak 3 çıtalık bölmeler yaparak analandırmalıyız.Ama bahar ikliminiz akdeniz gibi uzun süren son baharıda uzun olan yerlerde 2 çıtalık bölmelerde mümkün.Hatda amacım arı üretip satmak olsun diyorsanız tek çıta  bölmede mümkün.Ama tek çıtada ve iki çıtanın her iki tarafına köpük duvar konularak kovan daraltılmalı ayrıca az az olmak şartıyla devamlı invert şurupla desteklenmelidir.Çünkü:Tek veya 2 çıtanın çalışan işçi ve genç arısı az olacağı için ana arının bakımı ve beslenmesi,kovanın ısıtılması yavruların beslenmesi zor olacağından kovan mutlak köpükle daraltılmalı.Bu köpüklerin dışınada plastik naylon torba giydirilmeli.Köpüğü arının temizlememesi için.
                           Bu yıl bende suni oğulda bu iki yöntemide nasip olursa deneyeceğim. 10 kadar 6 şar çıtalı kovan  50 tane 2 şer çıtalı yine 50 tanede tek çıtalı suni bölme yaparak arılığımı güçlendirmek istiyorum.Ancak haziran ayı içerisinde arılarda kapalı yavru  arı pupa miktarı 7-8 çıta olursa bu bölmelere koku vererek 1 er çıta kapalı pupa verebilirsem hiç sorun yaşamadan arı sayımı artırmış olurum.Planlamayı yapmak basit.Önemli olan mevcut kolonilerin yönetimi ve bahara ulaşma.Kış yenimi başlıyor,yoksa ortasındamıyız henüz belli değil...Bu gün Antalya'da hava biraz soğuk.
                           Hayırlısı allahdan diyerek yazıya nokta koyuyoruz.Allah yardımcımız olsun.

Arıcı 07 ANTALYA

12 Ocak 2013 Cumartesi

ARI SOKMASI VE KORUYUCU TEDBİRLER...


  1.  Arı sokması sokulan bölgede görülen lokal reaksiyon ile vücutda görülen genel reaksiyon olmak üzere ikiye ayrılır.Lokal reaksiyonda arının soktuğu bölgede kızarıklık veya şişlik oluşur.Buna bağlı kaşınma ortaya çıkabilir.Genel reaksiyonda ise vücudun tümü üzerinde genel bir tepki reaksiyonu ortaya çıkar.Bu sırada;solunum güçlüğü,karın ağrısı,kusma çarpıntı ve baygınlık olabilir.Boğaz kaslarının gerilmesi ile solunum zorluğu oluşabilir.Hatda hasta boğulabilir..Bu olaya''Anaflaksi'' denir.Diğer bir deyişle ''anaflaktik şok'' adıda verilir.Arı sokması sokulan yerin şişmesine neden olur. Bu da insana acı verir ve sinirli yapar. Sokan arıların çokluğuna göre, miskinlik, başağrısı, titreme, kaşıntı gibi reaksiyonlar da görülebilir. 

    Arı zehirinin kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Bu zehir kokusunun yayılması diğer arıları da hırçınlaştırır. Eğer bir arı soktuğunda gerekli önlemler alınmazsa, aynı yerden başka arılar da sokmaya çalışır. Onun için arı soktuğunda arılıktan uzaklaşıp sokulan yeri yıkamak gerekir. 



    Sokulma sırasında yapılacak ilk iş arı iğnesinin deri dibinden sert bir cisimle bastırılmadan veya tırnağın sert yeriyle çıkarılması olmalıdır.Bunun yanında arı sokmasına karşı alerjisi ve rizikosu olanlar,vücutlarında gözlerinde çok şişme olanlar antihistaminik ilaçlardan bir tablet arılığa gelmeden arı sokmadan içilmelidir.Bunun yanında steroid kremde sürülerek ilk müdahale yapılır.Ancak vücutlarında şiddetli reaksiyon oluşanlar tıbbi müdahale ile kontrol altına alınmalıdır.
    Arıcılığa yeni başlayanlarda sadece lokal alerji görülüyorsa(Kızarıklık-kaşınma ve sokma bölgesinde şişme) bu kişilerin bir ilaç kullanmadan arı zehrine karşı vücutlarının hızla bağışıklık kazanmasını sağlar.Sık sık sokulan insanlarda hiç bir etki oluşmaz.Aşırı duyarlılığı olanlar arıya bakmadan eldiven ve maske giymeden bir antihistaminik tablet alırsa arı sokmasının etkisi çok aza inecek risk azalacaktır.Ancak antihistaminik tabletler aşırı uyku hissi vereceği için gece araç kullananlar bu tabletlerden uzak durmalıdır.
    Arı zehri tehlikeli olduğundan daha fazla faydası olan koruyucu bir antibiyotikdir.Bu açıdan arıcılık yapanlar direç bakımından normal insanlara göre daha az girip nezle gibi hastalıklara karşı hastalığı daha hafif yaşarlar...
    Bu günkü yazı dizimizde arı sokması ve koruyucu tedbirleri işledik..Kalın sağlıcakla...

    Arı SokmasıYaz aylarında başımıza gelebilecek tatsız sürprizlerden biri de arı sokmalarıdır. Arı sokmasının verdiği rahatsızlık kişiden kişiye değişir. Neyse ki hayati tehlike oluşturabilen ciddi reaksiyonlar nadiren görülür.

    Arı Sokan Kişide Neler Görülür?

    Genellikle arının iğnesiyle verdiği zehir, o bölgede basit bir bölgesel reaksiyona yol açar. Ağrı, şişlik, kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık oluşur. Ağrı birkaç saatte geçer, şişlik ise genellikle ertesi gün kaybolur.
    Nadiren ciddi sistemik reaksiyonlar görülür. Bu durumda, vücudun farklı yerlerinde döküntü, kızarıklık, şişlikler olabilir. Bulantı, kusma, baş dönmesi, nefes almada zorluk ortaya çıkar. Kan basıncının düşmesiyle kişi şok tablosuna girer. Bu acil bir durumdur ve arı sokmasından sonra birkaç dakika içinde görülür.

    Arı Sokması Sonrası Ne Yapılmalı?

    Öncelikle, arının iğnesini biran önce çıkarmak doğru olur. Bunu tutup çekerek değil, kredi kartı gibi künt kenarlı bir cisimle cildi kazıyarak yapmak tercih edilmelidir.
    Yara su ve sabunla yıkanır.
    Buz uygulaması vücudun vereceği alerjik reaksiyonu azaltacaktır. Çocuğun izin verdiği ölçüde yarım saate kadar buz uygulanabilir.
    Yara yerine karbonatlı su sürülebilir.
    Duruma göre ağrı kesiciler veya antihistaminik türü alerji ilaçları yararlı olabilir.
    Eğer; 
  2. Çocuğu çok sayıda arı sokmuşsa
  3. Önceden arı sokması sonucu ciddi alerjik reaksiyon geçirmişse
  4. Arının soktuğu yer ağız veya burnun içiyse, hemen acil servise başvurmak gereklidir

Arıcı 07 ANTALYA

7 Ocak 2013 Pazartesi



 Bugün doğal ortam ormanlık alan arılık yerleri için motorsiklet ile dolaştım.Geçen haftada dolaşmıştım.Ama bir haftadaki değişiklik maşallah müthiş ve cezbedici.Bu durum oldukça farklı zaman olarak bu kirişlerin tomurcuklanmalarına daha dört hafta falan vardı.Yani Zehmeri çıkıp(30 Ocak)Hamsin girişinde bu kiriş tomurcuklanmalarını görüyor ve erken bahar habercileri diye yorumluyordum.Ama bu yıl bu biraz daha erken kendini gösterdi.
 Demekki bu kış oldukça ılık.Bende farkındayım zaten.Bu yıl Akdenizde soğuk bir kış günü 5 ocak itibarıyla henüz yaşamadık.Bundan dolayı küresel ısınmanın etkisi gibi sanki kirişler...

 Ormanlık alandaki kirişlerin ortalama %25 lik bölümü tomurcuklanmada...Bu erken tomurcuklanma sonucu acaba kirişler ne kadar zaman doğal olarak açık kalacak.Geçen yıllarda Şubat başı tomurcuklanma şubat sonuna doğru çiçeklenme mart ayı zirve yaptığı ay olarak dikkatimi çekiyordu..
 Biz bugün bunlarla meşgul olduk Efraim KORKUT'A ilandır...Geç kalma bu yıl Akdeniz  biraz farklı görünüyor.Arılarını geçen yıl olduğu gibi Şubat sonuna bırakma...
Kiriş tomurcukları pek yalancıya benzemiyor.Bazen böyle tomurcuklanma sonucu beklemeye geçerler.İnşallah bu yıl bekleme olmazda erkenden açarlar.Eğer Şubat başında havalar ılık ve kirişler ful açarsa zamandan nasip olursa 1 ay kazanırız.Bu demektirki,arılar bahar bal mevsimine hepsi inşallah yetişir.
Uzakdan Antalya ve Akdeniz bir ocak ayında maşallah müthiş gözüküyordu.Yani uyuyan DEV... gibi..İşte bu günkü izlenimlerimiz böyleydi...Herşeyin  hayırlısı olması dileğiyle....


Arıcı 07 ANTALYA