26 Mart 2011 Cumartesi

İŞÇİ ARININ GELİŞİM SÜRECİ...

Ana arının yumurtlaması ile başlayan süreçte bizler arıları ancak 8 gün gözlemleyebiliriz. Çünkü 9. gün kapılar kapanır yüzümüze..
http://www.yanararicilik.com/

Günlük yumurta da denilen ilk yumurtlama sonrası yumurta dimdik ve daha beyaz olarak görülür.
Yumurta 4. gün çatlayarak larva oluşur. İşte bizim meşhur en küçük "C" budur.

Değişik yaşta larvalar

                   Artık kapanmaya hazırlanan 8 günlük ve daha yaşlı larvalar...

                                                  Ve kapanma vakti...

             Şişşşşşt ben geliyorum... Ya bir yardım edin beee...:)
Aslında pek farkında olmayız ama gerçekten bu canlılar müthiş.. Neslinin devamı için özellikle işçileri bu kadar çalışmaya iten duygu nedir acaba? Erkek arıları ve kraliçeyi nispeten anlıyorum ama...

                                                         
                                                    Arıcı 07 ANTALYA

18 Mart 2011 Cuma

MEKAN...

 

             Arıcılıkda doğal çevre bitki örtüsü arılık çevresinin topoğrafyası,su kaynakları yağış ve bitki çeşitliliği oldukça önemli olan faktörlerdendir.Bilhassa arılığın olmazsa olmazlarından biriside bitki çeşitliliğidir.Yani arı doğaya tabiri caizse yayılmaya çıktığı zaman farklılığı hissetmeyi oldukça seven bir canlıdır.
 Benim arılık çevremin temel etkeni bitkisel çeşitlilik.Bu bitkisel çeşitlilik iyi bir arılığı yerinden hoplatır.Benim arılık hala apalama çabasında...Sebebi1-Arı hastalıları 2-Ana arıların istenilen düzeyden uzak olması...Teşhiz arıcıkda başarmanın 3/4 ü diyebilirim.Çünkü:Doğru müşahade ve müdahale beni başarıya ulaştıracak...
 Şu bal ormanları projesi başarıya ulaşsa Türkiye arıcılığıda zirve yapar.Ama,bana göre her yıl artan kovan sayısında bir miktar sunilik olduğunu düşünüyorum...Bal arılarına yapılan destek daha iyi olmalı,ancak arılı kovan miktarıda kontrolden geçmeli...Bir zamanlar ana desteği vardı.Herkes bilip bilmeden ana arılarını değiştiriyordu.Bunun sonucunda doğallıkdan uzaklaşınca verimsiz arılıklara  sahip olduk.
 O bakımdan arıcıya destek bir kaç madde ile olmalı...Arılı Kovana destek,Faizsiz dönem sonu ödemeli kredi desteği,Arıcının gideceği bal ormanlarının tahsis edilerek tahsis desteği...Bunları artırmak mümkün..Ama şu gerçekki,her bölgeye has bölgeye uyumlu saf ana arılardan her arıcıya 3-5 adet sağlanmalı...Bunun yanında kış döneminde arıcı birlikleri tarafından bilgilerin geliştirilmesi için eğiim seminerleri yapılmalı,her arıcıya ana arı,arı sütü,polen propolis konusunda eğitim seminerleri yapılarak sertifikaları dağıtılmalı...
 Yoksa arıcılığımız kaliteli ana arıdan uzak ve ana arı üretmeyi bilmeyen arıcılarla yerinde saymaya mahkum olacak...Bir arı kolonisinin ana arısı iyi değilse bölgesel nektar kaynaklarına kadar koloni güçlenemediğinden bal verimi düşük olacaktır.Zaten arıcı küresel ısınmadan olumsuz etkilenmektedir.Bunun sonucu bu sonbahar ve kış döneminde ılık geçen mevsim arı uçuşunu asrtırarak kovanların zayıflamasına sebeb oldu...
           Üretimin her alanında ''biliyorum'' diyebilmenin sonucu üretilen ürüne bağlıdır.İyi bilen arıcı doğal bal ve arı ürünlerinide üretebilecek,kalitenin artması ile piyasa dayaşanan kaliteden uzak balların sebeb olduğu fiat düşüklüğü önlenecektir.Çünkü:Bal en bereketli yemekle bitmeyen bir üründür..

10 Mart 2011 Perşembe

NORMLARA DÖNÜŞ...

 

Bugün akdeniz kötü havanın etkisini kaybetmiş gözüküyor.Pırıl pırıl bir güneş çevreyi ısıtma çabasında...Ama hava oldukça rüzgarlı...Yağankar,değil sahilde dağlarda bile kalmadı eridi,toprağa su kaynaklarının stoklarındaki yerini aldı..Önümüzdeki bir kaç günde artık taşlar yerine oturur...Hava ılık hale gelir...Bir çok arıcı arının yeni dönem bahar yumurtasına geçişini iyi zannediyor.Aslında bu günler arıcılık açısından dikkat ve bilgi gerektirmekte...Arılara verilecek dengesiz ve yanlış takviye şurup,henüz ısınmayan ortamdaki arıların birden fazla miktarda yumurtaya yönelmesine sebeb olabilir.Buna mukabil gelecek soğuk ve tehlikeli havalardada kurtcukların ölümüne yol açabilecektir.Bu durumla çok karşılaşmaktayız.Ani oluşan bu durum kovanlarda yavruların ölüp çürümesine sonrada bakteri ve virüslerin etkisiyle tehlikeli bir duruma ulaşabilmektedir.Ama kapalı durumda bulunanrlar... değişimdeki kurtcuklar ise herhangi bir olumsuzluk yaşamamaktadırlar.Bu durumu göz ardı etmeden kovanlarınızda bal ve besin olduğu durumlarda beslenmeye gerek olmadığını söylemeliyim.TAB başkanımız Bahri YILMAZ'DA Antalya arıcılık 2. kongresinde bu durumu açıkladı...Kovanlarınıza destek vermeyin ifadesini kullanndı.Şimdi o zaman ne zaman destek gerekiyor onu bilmeliyiz...Arıya destek baharda 21 martdan sonra oluşan 14-15 li gece sıcaklıklarıyla ana arının fuldaym peteği doldurup ful yumurtaya ulaştığı zamanlarda gerekli.Çünkü:Bu durumda artık stokdaki balda bitme noktasına gelir..Kovanda hiç bal kalmaz.İşte o zaman arıya Toz şekerden yapılmış 1/1 şerbet veya invert şerbet verilmelidir.Ama kesinlikle Mısır glikozundan şerbet kullanmayınız.Son zamanlarda mısır glikozuna karşı vatandaşlarımızın bilinçlenmesi sonucu satışlarının azaldığını fiatlarının düştüğünü duymaktayız.
Her ne olursa olsun her durumda mısır ve buna benzer insan sağlığına zararlı olabilecek gıda maddelerinden uzak durmalıyız.Bilinizki;Ürettiğimiz hileli ürünlerin başka değişik türlerinide kendimiz alarak tüketebiliriz.O bakımdan hata yapma lüksümüzün olmadığı bilinmelidir.
İşte değerli dostlar bizim arılık çevresi bu resimlerdeki gibi...Erken baharı harika yakaladık.Şimdi hedef gerçek baharı yakalayabilmek.Çünkü;Henüz gerçek bahar Antalya'ya bile gelmedi..

                      Arıcı 07 ANTALYA

7 Mart 2011 Pazartesi

ERİŞME ZORLUĞUNA RAĞMEN DEVAM

 

 Değerli blokcular yasaklar hala devam ediyor.Edecek gibide...Böyle olunca birlikte olamayacağız bazı arıcı arkadaşlarla...Bizdede evdeki bilgisayarlardan masa üstü bloggere ulaşıma kısıtlı.diğer pcden devam diyorum.
 Bu hafta aslında biz bilgisayar kullanıcılarının bilerek veya bilmeyerek yaptığı hatalardan dolayı bazı bilgisayarların IP NUMARALARININ bloggere ulaşımı engellendi.BU DURUMU HALA BİRÇOK BLOG KULLANICISI ANLAMIŞ DEĞİL.Neden ulaşamıyoruz?AÇIKLAYALIM.Birkere lig tv  ve dijitürk kapalı devre şifreli yayınlar yapan maç ve bu yayınlara satarak para kazanan bir kurum.Bu yayıncının yayınları yurtdışında kurulmuş bloglar kanalıyla şifreleri kırılarak illegal yollarla yayınlanıyor.Bunun karşılığında 400 milyon tl yıllık parayı türkiye süper ligi kulüplerine ödeyen dijitürk kaçak yayınlardan ve Türkiyenin lokomotifi olan Beşiktaş,Fenerbahçe veGalatasaray kulüp taraftarlarına hem bu takımların kötü gidişatından hemde kaçak yayınlardan dolayı decoder satamaz iflas edebilecek konuma gelmiştir.Bu durumu önlemek için aylardır hukuki mücadelesini sürdürmüş ama googleden hiç yardım ve destek alamamıştır.Durum böyle olunca yasal yollardan bloggerden maç izleyen seyircilerin IP numarası kanalıyla onların bloglara erişimini engellemiştir.Benim evdeki masa üstü bilgisayarda bloggere ulaşım yapamamaktadır.Ama laptop bilgisayarımla ulaşabilmekteyim.Üstelik ben lig tv yayınlarını para ile 5 yıldır izleyen bir taraftarım.o halde bizim masa üstü bilgisayar bile belki açıyormu diye denenmiş ve ıp numarası kapatılmış.Durum böyle.Dijitürk haklı.yapacak bir şey yok.Google haksız,bu yasaklı durumu çözmeliydi.
                       Arılarla  bu haftayı kötü yaşadık.Moral bozukluğu üst düzeydeydi.Arılarım yeni nesil nosema hastalığına yakalandı..Havalar kapalı olduğu için kontrol yapma şansımız olmadı.Çarşamba günkü ilk kontrolde hastalığı hemen gördüm.Ama biraz 1 hafta kadar gecikmiştim.Bu durumdan dolayı tüm arılığım olumsuz etkilendi.Arı kolonisinin nüfus sayısında anormal düşüş yaşandı.15 civarında  zayıf kovanda sönmeler yaşandı.Ama gerekli bakım ve ilaçlama çalışmasını perşembe ve cumartesi günü iki kez uyguladık.Şimdi Antalya yağmurlu...Birkaçgünde yağmurlu geçecek gibi.Havalar düzelince hafta içi son kez bir daha ilaçlama yapacağım.Tabiki arılığım bu durumdan doayı 3 haftalık bir zaman kaybı yaşayacak.Öyle olunca yeni ana üretme,yeni bölme yapma mayısa kayacaak gibi görünüyor.Ama bunada şükür.Arılarımın tamamını kaybedip arısızda kalabilirdim.

Maşallah bahar harika olacak gibi.Salı günü ikincisini yaptığımız arıcılık konferansındada hacettepe ,karadeniz ve Akdeniz Üniversitesinin hocaları bu durumun arılıklarda olumsuzluklarıda tetikleyeceğini,arı hastalıklarının hortlayacağını söylediler.Konferans geçen yılki gibiydi.Varroa mücadele tekniklerinden bahsedildi.Arı hastalıklarından bahsedildi.AMA ÇÖZÜM YOLARI İÇİN TEK MADE DİKKATİMİ ÇEKTİ.aRICININ TEMİZLİĞE ÇOK ÖNEM VERMESİ GEREKTİĞİ...Hiç ilaç adı ve önerisi yoktu.Buda ayrı bir çözümsüzlüktü.Çünkü;Bu üldeki biz arıcıların 3/4 ü deneme yanılma yoluyla öğrenmeye meyilli.Bunun yanında Üniversitelerin arıcılık bölümleri çok yetersiz.Araştırmalarda öyle...Ama şu gerçeğide belirtmeliyim.Dünyada ve ülkemizde yaşanan arı kayıplarının sebebini hacettepe üniversitesinin değerli hocaları çözmüşler.Bitkilerde tohumu korumak amacıyla kullanılan zehirli ilaçların bitkinin yapısına sindiğini,çiçeğe bulaştığını bulmuşlar.Bu tür zehirli tarımsal alanlardaki arılarında koloni kaybını yaşayacağını söylediler.Yani çiçekteki nektara kadar emilen suyla taşınan zehiri alan arılar ölüyor.Giden işçi arılar kovana dönmüyor.Uzun vadede arılar kovanı terketmiyor,ama kovandaki nesli bitiyor.varroa mücadelesinde kullanılan TIMOL maddesinin tek başına tedavisinin yetmeyeceği üzerindede duruldu.Şöyle açıklarsak:Günümüzdeki kullanılan bir çok VARROA ilaçlarında temel ve etken madde TIMOL...Bu madde bir çok bitkide yaygın olarak bulunuyor.Bunlardan biriside kekik.Hatda ben 4-5 yıldır kekik yağı ve kekik suyunu yoğun biçimde kullanarak bu durumdan etkilenmemeye çalıştım.Yaptığım bu uygulama varroayı hiç bir zaman tam öldürmedi.Ama engelledi.İşte öğretim görevlisi doç,dr ve prof konuşmacılar  bu durumda asitlerin önemindende bahsettiler.Ama hiç bir hastalık için ilaç,asit adı verip reçete yazmadılar.Bende bu duruma şaşmadım desem boş olur....Herşeyi açıklıyorsunuz,arı hastalıklarının oluş biçimini anlatıyorsunuz,çözüm ve öneriniz yok...Deniliyorki,SADECE arıcı TEMİZLİĞE dikkat etmeli...Biz arıcılar artık temizliğin çok şey olduğunu biliyoruz.Amerikan yavru çürüklüğünün arıcı demiri ile kovandan kovana bulaştırıldığınıda biliyoruz.Arıcı arılarına bakmaya başlamadan önce kullandığı aletleri eldivenleri,arıcı demirini önce dezenfekte etmeli...Ondan sonra arılarına bakmaya başlamalı...
                    Değerli arıcı kardeşim...Biz yinede bu değerli öğretim görevlisi hocalarımıza kulak verelim.Kovan temizliğine,aldığımız ve kullandığımız peteklerin kalitesine.gıda ve arı güvenliği sertifikasına dikkat etmeliyiz.Ben yıllardır bir marka temel petek kullanmaktayım.Bu petekde biliyorumki hastalık riski%0...Ülkemizde satılan peteklerin%53 lük bölümünün hastalım virüslerini taşıdığı Hacettepe Üniversitesinin değerli öğretim görevlileri tarafından açıklandı...Bu bakımdan kullandığınız  peteklerin kalitesine dikkat etmeliyiz.Antalya arıcılık konferansı ile ilgili ayrı bir yazı daha kaleme alabiliriz.Nasip olursa.Hoşça kalın.
                                                                          ARICI-07