7 Mart 2011 Pazartesi

ERİŞME ZORLUĞUNA RAĞMEN DEVAM

 

 Değerli blokcular yasaklar hala devam ediyor.Edecek gibide...Böyle olunca birlikte olamayacağız bazı arıcı arkadaşlarla...Bizdede evdeki bilgisayarlardan masa üstü bloggere ulaşıma kısıtlı.diğer pcden devam diyorum.
 Bu hafta aslında biz bilgisayar kullanıcılarının bilerek veya bilmeyerek yaptığı hatalardan dolayı bazı bilgisayarların IP NUMARALARININ bloggere ulaşımı engellendi.BU DURUMU HALA BİRÇOK BLOG KULLANICISI ANLAMIŞ DEĞİL.Neden ulaşamıyoruz?AÇIKLAYALIM.Birkere lig tv  ve dijitürk kapalı devre şifreli yayınlar yapan maç ve bu yayınlara satarak para kazanan bir kurum.Bu yayıncının yayınları yurtdışında kurulmuş bloglar kanalıyla şifreleri kırılarak illegal yollarla yayınlanıyor.Bunun karşılığında 400 milyon tl yıllık parayı türkiye süper ligi kulüplerine ödeyen dijitürk kaçak yayınlardan ve Türkiyenin lokomotifi olan Beşiktaş,Fenerbahçe veGalatasaray kulüp taraftarlarına hem bu takımların kötü gidişatından hemde kaçak yayınlardan dolayı decoder satamaz iflas edebilecek konuma gelmiştir.Bu durumu önlemek için aylardır hukuki mücadelesini sürdürmüş ama googleden hiç yardım ve destek alamamıştır.Durum böyle olunca yasal yollardan bloggerden maç izleyen seyircilerin IP numarası kanalıyla onların bloglara erişimini engellemiştir.Benim evdeki masa üstü bilgisayarda bloggere ulaşım yapamamaktadır.Ama laptop bilgisayarımla ulaşabilmekteyim.Üstelik ben lig tv yayınlarını para ile 5 yıldır izleyen bir taraftarım.o halde bizim masa üstü bilgisayar bile belki açıyormu diye denenmiş ve ıp numarası kapatılmış.Durum böyle.Dijitürk haklı.yapacak bir şey yok.Google haksız,bu yasaklı durumu çözmeliydi.
                       Arılarla  bu haftayı kötü yaşadık.Moral bozukluğu üst düzeydeydi.Arılarım yeni nesil nosema hastalığına yakalandı..Havalar kapalı olduğu için kontrol yapma şansımız olmadı.Çarşamba günkü ilk kontrolde hastalığı hemen gördüm.Ama biraz 1 hafta kadar gecikmiştim.Bu durumdan dolayı tüm arılığım olumsuz etkilendi.Arı kolonisinin nüfus sayısında anormal düşüş yaşandı.15 civarında  zayıf kovanda sönmeler yaşandı.Ama gerekli bakım ve ilaçlama çalışmasını perşembe ve cumartesi günü iki kez uyguladık.Şimdi Antalya yağmurlu...Birkaçgünde yağmurlu geçecek gibi.Havalar düzelince hafta içi son kez bir daha ilaçlama yapacağım.Tabiki arılığım bu durumdan doayı 3 haftalık bir zaman kaybı yaşayacak.Öyle olunca yeni ana üretme,yeni bölme yapma mayısa kayacaak gibi görünüyor.Ama bunada şükür.Arılarımın tamamını kaybedip arısızda kalabilirdim.

Maşallah bahar harika olacak gibi.Salı günü ikincisini yaptığımız arıcılık konferansındada hacettepe ,karadeniz ve Akdeniz Üniversitesinin hocaları bu durumun arılıklarda olumsuzluklarıda tetikleyeceğini,arı hastalıklarının hortlayacağını söylediler.Konferans geçen yılki gibiydi.Varroa mücadele tekniklerinden bahsedildi.Arı hastalıklarından bahsedildi.AMA ÇÖZÜM YOLARI İÇİN TEK MADE DİKKATİMİ ÇEKTİ.aRICININ TEMİZLİĞE ÇOK ÖNEM VERMESİ GEREKTİĞİ...Hiç ilaç adı ve önerisi yoktu.Buda ayrı bir çözümsüzlüktü.Çünkü;Bu üldeki biz arıcıların 3/4 ü deneme yanılma yoluyla öğrenmeye meyilli.Bunun yanında Üniversitelerin arıcılık bölümleri çok yetersiz.Araştırmalarda öyle...Ama şu gerçeğide belirtmeliyim.Dünyada ve ülkemizde yaşanan arı kayıplarının sebebini hacettepe üniversitesinin değerli hocaları çözmüşler.Bitkilerde tohumu korumak amacıyla kullanılan zehirli ilaçların bitkinin yapısına sindiğini,çiçeğe bulaştığını bulmuşlar.Bu tür zehirli tarımsal alanlardaki arılarında koloni kaybını yaşayacağını söylediler.Yani çiçekteki nektara kadar emilen suyla taşınan zehiri alan arılar ölüyor.Giden işçi arılar kovana dönmüyor.Uzun vadede arılar kovanı terketmiyor,ama kovandaki nesli bitiyor.varroa mücadelesinde kullanılan TIMOL maddesinin tek başına tedavisinin yetmeyeceği üzerindede duruldu.Şöyle açıklarsak:Günümüzdeki kullanılan bir çok VARROA ilaçlarında temel ve etken madde TIMOL...Bu madde bir çok bitkide yaygın olarak bulunuyor.Bunlardan biriside kekik.Hatda ben 4-5 yıldır kekik yağı ve kekik suyunu yoğun biçimde kullanarak bu durumdan etkilenmemeye çalıştım.Yaptığım bu uygulama varroayı hiç bir zaman tam öldürmedi.Ama engelledi.İşte öğretim görevlisi doç,dr ve prof konuşmacılar  bu durumda asitlerin önemindende bahsettiler.Ama hiç bir hastalık için ilaç,asit adı verip reçete yazmadılar.Bende bu duruma şaşmadım desem boş olur....Herşeyi açıklıyorsunuz,arı hastalıklarının oluş biçimini anlatıyorsunuz,çözüm ve öneriniz yok...Deniliyorki,SADECE arıcı TEMİZLİĞE dikkat etmeli...Biz arıcılar artık temizliğin çok şey olduğunu biliyoruz.Amerikan yavru çürüklüğünün arıcı demiri ile kovandan kovana bulaştırıldığınıda biliyoruz.Arıcı arılarına bakmaya başlamadan önce kullandığı aletleri eldivenleri,arıcı demirini önce dezenfekte etmeli...Ondan sonra arılarına bakmaya başlamalı...
                    Değerli arıcı kardeşim...Biz yinede bu değerli öğretim görevlisi hocalarımıza kulak verelim.Kovan temizliğine,aldığımız ve kullandığımız peteklerin kalitesine.gıda ve arı güvenliği sertifikasına dikkat etmeliyiz.Ben yıllardır bir marka temel petek kullanmaktayım.Bu petekde biliyorumki hastalık riski%0...Ülkemizde satılan peteklerin%53 lük bölümünün hastalım virüslerini taşıdığı Hacettepe Üniversitesinin değerli öğretim görevlileri tarafından açıklandı...Bu bakımdan kullandığınız  peteklerin kalitesine dikkat etmeliyiz.Antalya arıcılık konferansı ile ilgili ayrı bir yazı daha kaleme alabiliriz.Nasip olursa.Hoşça kalın.
                                                                          ARICI-07